2 Haziran 2011 Perşembe

HABER: "ERZURUM MEDYA" 26 Nisan 2011, Salı

BU DOĞALGAZ TÜRKİYE'YE YETER

Yük. Müh. Hüseyin Hüsnü GÜREL
(emha)-Erzincanlı mühendis Hüseyin Hüsnü Gürel, Erzincan'da Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacını karşılayacak hatta yurtdışına bile ihraç edecek kadar büyüklükte doğalgaz bulunduğunu iddia ederek, "Erzincan'da doğalgaz var, bu yalansa beni asın, mahkemeye verin, cezalandırın ama doğruysa Türkiye'yi kurtarır. Bu doğalgaz küçük bir olay değildir, Erzincan'ı altından yapar" dedi.
78 yaşındaki mühendis Hüseyin Hüsnü Gürel, Erzincan ve Marmara Bölgesi'ndeki doğalgaz varlığıyla ilgili TBMM Başkanı Köksal Toptan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'e raporlar gönderdiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunacağını söyledi. Türkiye'nin en büyük doğal afeti Erzincan'daki 1939 depremine ve son olarak 1983'teki depreme tanık olan Gürel, sarsıntılar öncesi duyulan korkunç patlama seslerinin nedeni araştırarak bu seslerin bölgedeki zengin doğalgaz yataklarından kaynaklandığını tespit ettiğini söyledi. Hazırladığı raporda bunu belgeleyen Gürel, "Erzincan'da doğalgaz var, bu yalansa beni asın, mahkemeye verin, cezalandırın ama doğruysa Türkiye'yi kurtarır. Bu doğalgaz küçük bir olay değildir, Erzincan'ı altından yapar" diye konuştu.
Erzincan ve Marmara'da deprem olmadan önce bölge halkının yer altından büyük sesler duyduğunu ifade eden Gürel, yaptığı açıklamada, "Sesin hızı saniyede 346 metredir, deprem hareketinin hızı ise saniyede 5 bin kilometredir. Yani deprem hızı sesten 15 bin defa daha büyüktür. Yer altında önce bir deprem hareketi başladığı zaman önce hareketten önce ses gelmesi gerekir. Erzincan ve Marmara Bölgesi'nde depremden önce ses işitilir. Bu fizik kanunlarına aykırıdır. Bunun nedeni açıktır, depremden önce doğalgaz patlaması yaşanıyor" şeklinde konuştu. 


Doğalgazın bulunduğu yerleri 'düdüklü tencereye' benzeten Gürel, "Bir düdüklü tencerenin içine kum, çakıl ve doğalgaz koyup patlatırsanız üzerinde tren bile olsa havaya hoplatır" dedi. Gürel ayrıca Erzincan'daki depremlerde geceleri yerden göğe ulaşan doğalgazın yandığını ve yerdeki tüm karları erittiğine şahit olduğunu söyledi. Erzincan Ovası'nda bulunan doğalgazın hem kentin hem de Türkiye'nin kaderini değiştirebilecek zenginlikte olduğunu savunan Gürel, şunları söyledi:
"Ben Erzincan depremini gördüm. Büyük de bir patlama gördüm. Depremden önce doğalgaz patlıyor. Marmara ve Erzincan'da depremlerde nur gibi ışıklar meydana gelir. Bu doğalgazın yanması sonucu oluşur. Tabii afetlerin nedenlerinden biri de doğalgazdır. Gökteki doğalgaz yanıyor, yerdeki karları eritiyor. Hesap edersek trilyonlarca metreküptür. Hava soğuktur. 92 depreminde eksi 11.3 dereceyi şeker fabrikası tespit etmiştir. Sabaha kadar karlar erimiştir. Türkiye'nin yıllık ihtiyacı 20 milyar metreküptür.
Bunun en az 5-6 misli gaz gökte yanıyor. Erzincan'ın bir özelliği var, faylar çok kötüdür, ben bunları kabul ediyorum. Faylardan doğalgaz kaçar, petrol geçer. Yalnız Erzincan'ın bir özelliği var, Arabistan kıtası Anadolu'yu muazzam kuvvetle iter, faylar kırılır, çatlar, deprem olur. Depremlerden bir gün, yarım gün evvel gaz çıkmaya başlar. Deprem olur olmaz Arabistan Anadolu'yu, Erzincan Ovası'nı ittiği için bu faylar vana gibi kapanır. Bu kırılan faylardan doğalgaz sızar. Bana diyorlar ki Azerbaycan'da, İrlanda'da doğalgaz çıkıyor. Bizim doğalgazımız çıkmıyor ama bu bizim lehimizedir. Bir gün iki gün çıkıyor, gökte yanıyor, karları eritiyor ve sonra kapanıyor. Eğer Erzincan Ovası'ndaki gökte yanan doğalgaz, Erzincan ovasındaki soğuk havayı trilyonlarca metreküp ısıtıyorsa, ovadaki karları eritiyorsa, bunun hesabını yaparsanız Türkiye ortalamasının üstündedir. Bir avuç gazla olmaz bu. Devlet bunu incelemeli, gereken araştırmayı yapmalıdır. Bu doğalgaz Türkiye'nin ve Erzincan'ın kaderini değiştirir. Küçük bir olay değildir. Bu Erzincan'ı altından yapar. Erzincan'da doğalgaz var, bu yalansa beni asın, mahkemeye verin, cezalandırın ama doğruysa Türkiye'yi kurtarır." 

Hüseyin Hüsnü Gürel, bölgedeki doğalgaz varlığının büyük bir nimet olmakla birlikte aynı zamanda ciddi bir tehdit de oluşturduğunun altını çizerek, devletin bu konuya el atmasını istedi.
Osmanlı Padişahı 2. Beyazıt'ın 1509 depreminde kentin çeşitli yerlerine 400 kuyu kazdırdığını ve çok az masrafla İstanbul'u bu deprem sarsıntılarından kurtardığını anlatan Gürel, bu kuyular ile yeraltı düdüklü tenceresine 400 delik açıldığını, kuyuların denge bacası görevi yaparak basıncı azalttığını kaydetti. Gürel, Marmara Bölgesi ile Erzincan Ovasında 20-30-50-100 metre gibi az derinliklerde geniş çaplı kuyular kazdırılarak, bu yerlerin çok az masrafla çok korkunç afetlerden kolayca kurtarılabileceği uyarısında bulundu.
Erzincan Ovası'nda çok zengin doğalgaz yatağı varlığının kesin olarak belli olduğunu ve her deprem gecesi Türkiye'nin yıllık doğalgaz ihtiyacından daha fazlası doğalgazın gökte yandığını savunan Gürel, Erzincan Ovası'ndaki zengin doğalgaz yatağı ortaya çıkarıldığı takdirde, Türkiye'nin bütün doğalgaz ihtiyacı karşılandıktan sonra fazlasının ihraç edilebileceğini söyledi. Gürel, bu çok zengin doğalgaz yatağı ile Türkiye'nin doğalgaz bakımında dışa bağımlılıktan kurtulacağını ve yüz binlerce insana iş imkanı sağlanacağını öne sürdü.
Gürel, Erzincan ve Marmara Bölgesi'ndeki doğalgaz varlığına ilişkin raporu başta TBMM, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlara gönderdi. Gürel, rapordan Başbakan Erdoğan'a da göndereceğini sözlerine ekledi.

Hiç yorum yok: