Hüseyin Hüsnü GÜREL, Yüksek İnşaat Mühendisi (İTÜ-1953) e.Mail: hhgurel@hotmail.com, Ahenk Sk. 10/11 - Çankaya-ANKARA, TÜRKİYE
9 Temmuz 2010 Cuma
HABER DOĞU GAZETESİ “Gürel neden dikkate alınmıyor” Erzincan’da doğalgaz olduğunu iddia eden İnşaat yüksek mühendisi Hüseyin Gürel’in neden dikkate alınmadığını söyleyen BASK İl Temsilcisi Yakup Başakın, “yetkililerin hemşehrimize kulak vermesini istiyoruz” dedi. Kemal Arduç Yıllardır gerek basın aracılığı ile gerek bilgi sistemleri üzerinden gerekse de, bizzat bilgilendirmeleriyle Erzincan'da büyük oranda doğalgaz olduğunu ve Erzincan'da gerçekleşen depremlerin normal fay hattı kırılmasından gerçekleşen sarsıntılar olmadığını iddia eden, ve bunu yıllardır haykıran 81 yaşındaki Ankara'da yaşayan Erzincanlı Hüseyin Gürel’in neden dikkate alınmadığını, söyleyen (Bağımsız Haber-Sen) BASK İl Temsilcisi Yakup Başakın, “bugüne kadar, basınımızdan, Erzincan valiliğinden, Belediye Başkanlığından, sivil toplum örgütlerinden, milletvekillerimizden, hemşehrimizin söylediklerinin doğru olup olmadığıyla ilgili bir cevap verilmediğini, kamuoyunun aydınlatılmamasını anlayamıyorum. İnşaat yüksek mühendisi olan Hüseyin Gürel, neler iddia etmektedir? Erzincan'da çok büyük oranda doğalgaz olduğunu bu doğalgazın Türkiye'nin dışa bağımlılıktan kurtaracağı nı,Türkiye'yi değiştireceğini iddia eden sayın,GÜREL, ayrıca Erzincan'da yaşanan depremlerin de normal fay hattı kırılmasından dolayı yaşanan depremler olmadığını, bu depremlerin Erzincan'daki büyük oranda bulunan doğalgazın zaman içerisinde sıkışarak patladığını, bu patlama sonucunda zeminin dalgalar halini alarak yıkıma sebep olduğunu ısrarla iddia etmektedir.Bu iddialara yetkililerin suskun kalmaları da, en azından aksini ifade etmemeleri de sanki “SÜKUT’UN İKRARI” gibi değil mi. Sayın Gürel ayrıca Erzincan'da yaşanan depremlerin aslında çok basit bir yöntemle önlenebileceğini, bu yöntemi 500 yıl önce zamanın Çağ açıp Çağ kapatan komutanı Fatih Sultan Mehmet Han’ın Erzincan'daki gaz sıkışmasını önlemek için Erzincan'ın çeşitli bölgelerine ortalama yüz, yüz elli tane 70-80 metrelik kuyular açarak toprağın gazını almakla depremleri büyük oranda kontrol altına aldığını söylemektedir. Bu doğalgazın çıkartılarak başta Erzincan olmak üzere ülkemiz ekonomisine kazandırılması ile buna dayalı olarak ta gaz sıkışmasına dayalı olarak muhtemel olabilecek depremlerin önüne geçilmez mi? Bu çerçevede Erzincan'daki tüm kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri ve siyasetçilerimizin Erzincan Üniversitesi’nin de bir bilim kurulu oluşturarak bu iddiaları araştırması gerekli bilimsel çalışmaları yaparak olumlu yada olumsuz Erzincan kamuoyu nu aydınlatmaları gerektiğini düşünüyorum” dedi. *** ÇOK ÖNEMLİ BİR YORUM: Abdulkadir DELİKTAŞ Gönderen: Okuyucu Tarih: 24.06.2010 Saat: 08:26 İddia edilen yorumunuza içtenlikle katılıyorum. 12 Mart gecesini unutmamız mümkün mü? Deprem sonrası camilerden dışarı çıktığımızda kıpkızıl bir ışık ortamına hepimiz şahit olduk. Bu, Yatsı karanlığında normal bir kızılık değildi. Yine Karakaya tarafından fışkıran büyük bir alev topunu görenler var. Bu da, yerin derinliklerinde biriken bir enerjinin varlığını ispat ediyor. Yine devletimiz, bunu araştırdığında bunun doğal gaz olduğuna bizlerde inanıyoruz. İnşaallah çıkarılır da Güzelim Erzincan ekonomisine ve Depremlerin önlenmesine faydası olur.
1 Temmuz 2010 Perşembe
HEMŞEHRİMİZ YAKUP BAŞAKIN; KAMUOYUNA "ÇOK ÖNEMLİ" DUYURUDA BULUNMUŞTUR... *** BAĞIMSIZ HABER-SEN VE BASK ERZİNCAN İL TEMSİLCİSİ YAKUP BAŞAKIN ERZİNCAN OVASINDAKİ ÇOK ZENGİN DOĞALGAZ YATAĞI VE YER ALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARINDAN İLERİ GELEN KORKUNÇ AFETLER KONULARINA İLGİ GÖSTEREREK ÜLKEMİZ İLE ERZİNCAN’A ÇOK BÜYÜK FAYDALAR SAĞLAMAKTADIR. Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan ovasında yer altında kil tabakaları arasında muazzam büyüklüklerdeki düdüklü tencerelere benzer kapalı ortamlarda; deprem hareketleri başlamadan çık kısa süre önce bomba gibi patlamalar meydana gelmektedir.Doğalgaz patlamaları ve bu patlamalar ile suya doygun zeminlerde meydana gelen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olayları ile bu zeminler aşağıdan yukarı itilerek ve yüzey arazi deniz gibi dalgalanarak kıyametler koparcasına çok korkunç afetler meydana gelmektedir. Deprem hareketleri başlamadan önce doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetlerin deprem olayları ile hiçbir ilgisi olmadığı; bu patlamaların depremlerden ve faylardan daha çok kötü ve daha çok belalı olduğu; depremler esnasında Erzincan ovasında gökte doğalgazın alev ile yanması ile; gök yüzünün saatlerce ve günlerce kızıl renge büründüğü; gökte yanan doğalgazın ısısı ile; deprem geceleri Erzincan ovasında trilyonlarca m3 çok soğuk havanın ısınması ve hava çok ısındığından sabaha karşı paltoların çıkarılması ve ovadaki donmuş karların erimesi olayları ile; bu ovada çok zengin doğalgaz yatağı varlığının kesin şekilde belli olduğu, bu doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan’ın kaderinin değişeceği; Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacının fazlası ile karşılanacağı; Ülkemizin doğalgaz bakımından dışa bağımlılıktan kurtulacağı; Sinop ve Mersin Akkuyu’da nükleer enerji santrali inşasından vazgeçileceği; doğalgaz ve elektrik fiyatlarının çok ucuzlayacağı ve yüz binlerce insana iş imkanı sağlanacağı konularında internette yayınlanan www.http://milliservet.blogspot.com WEB sitesinde 32 adet tarihi yazılı belge ile bilimsel açıklamalı geniş bilgiler verilmiştir. Yetkili Makamlara ve ilgili Kurumlara bu konularda yapılan başvurularda; tarihi yazılı belgelerde gösterilen ve tarafımdan verilen bilgilere inanılmamaktadır. Bu konularda hiçbir ciddi araştırma ve soruşturma yapılmadan ve mahallinde depremleri yaşayan görgü tanıkları ile görüşülmeden; masa başında kafadan sallama beylik ve gerçek dışı ifadeler ile; Ülkemiz için fevkalade önemli olan bu konular dışlanmıştır. Erzincan Belediye Başkanlığına sunulan 06.01.2010 tarihli dilekçe ile; depremleri yaşayan görgü tanıkları ile toplantılar yapılarak; ilgili Kurumlara ve bilim adamlarına bu konulardaki gerçeklerin ortaya dökülmesi ve bilgi verilmesi istenilmiştir. Erzincan Belediye Başkanımız Sayın Yüksel ÇAKIR’ın bu konuda özellik ile ilgi göstermesi; dileğinde bulunulmuştur. Depremleri önlemek mümkün olmadığı halde; alınacak çeşitli teknik önlemler ile; yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetlerden kolayca kurtulmak mümkündür. 1509 Depreminde Yavuz Sultan Selim’in babası Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT; İstanbul’un çeşitli yerlerine 400 kuyu kazdırmış ve yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sarsıntılardan İstanbul’u kurtarmıştır. Bu kuyular ile yer altı düdüklü tenceresine benzer kapalı ortamlara 400 delik açılmış ve bu tencerelerde yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen muazzam basınçlar ve sıvılaşma olayları önlenmiştir. Akıllı ve üstün yetenekli Osmanlı Padişahı II. BEYAZIT; mezardan başını kaldırsa Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yer altında suya doygun zeminlere ulaşacak şekilde; 80-100 cm gibi geniş çaplı ve 10-20-50-100 m. gibi az derinliklerde kuyular kazdırarak Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında doğalgaz patlamasından ileri gelen korkunç afetlerden çok az masraf ile kolayca kurtaracaktır. Bu kuyular ile depremleri önlemenin mümkün olmadığı; bu kuyular ile yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sarsıntıların önlenebileceğini; bir defa daha vugulamakta fayda vardır. Deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce, yeraltından bomba gibi patlama seslerinin işitilmesi ve yüzey arazinin deniz gibi dalgalanması olayları; dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehri ve ovasında meydana gelmektedir. Deprem hareketleri başlamadan önce yer altında doğalgaz patlamaları ve yüzey arazinin deniz gibi dalgalanması fevkalade önemlidir. Yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen korkunç afetler ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konularında ilk defa BAĞIMSIZ HABER-SEN VE BAŞK ERZİNCAN İL TEMSİLCİSİ HEMŞEHRİMİZ SAYIN YAKUP BAŞAKIN ilgi göstermiş ve bu konulara çözüm bulabilmek için canı gönülden yardımcı olmak istemiştir. Sayın BAŞAKIN’ın göstermiş olduğu bu çaba daima takdirle anılacaktır. Sayın BAŞAKIN’a teşekkürler ederim. Sayın BAŞAKIN’ın önerdiği gibi Erzincan’da depremleri yaşayan hemşehrilerimizin; bütün Kurum ve Kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, siyasetçilerin beraberce ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ’nde bilim kurulu oluşturularak; bu konunun araştırılması ve aydınlatılması ve bu konulardaki gerçeklerin ortaya dökülmesi; Ülkemiz ve Erzincan için fevkalade faydalı olacaktır. Sayın BAŞAKIN ve Belediye Başkanı Sayın Yüksel ÇAKIR'ın bu konuda gösterecekleri çaba ile Ülkemiz ve Erzincan’a çok büyük hizmet etmiş olacaklardır. Hüseyin Hüsnü GÜREL İnş. Yük. Müh.(İTÜ-1953) ADRES : Ahenk Sok. 10/11 Çankaya/ANKARA TEL : 0312-4391925 ÇOK ÖNEMLİ NOT :::"Bu konulara ilgi gösterilmediği ve bu konudaki gerçekler ortaya dökülmediği taktirde, hem Marmara Bölgesi ve hem de Erzincan Şehri ve Ovası yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına çok korkunç afetler ve kendi kaderleri ile başbaşa kalacak ve ülkemiz, Erzincan Ovasındaki çok zerngin doğalgaz yatağından makrum olacaktır."
Yurt Toprağı: Sana Herşey Feda Olsun. Kutlu Olan Sensin. Hepimiz Senin İçin Fedaiyiz. Fakat sen, Türk Milletini Sonsuza Kadar Yaşatmak İçin Verimli Kalacaksın. Türk Toprağı! Sen, Seni Seven Türk Milleti'nin Mezarı Değilsin, Türk Milleti İçin Bağrında Olanı Ver!.. ve Yaratıcılığını Göster. Mustafa Kemal ATATÜRK
1930 Erzincan doğumluyum. 1942 yılında Malatya Cumhuriyet İlkokulu'nu, 1945 yılında Erzincan Ortaokulu'nu, 1948 yılında Erzurum Lisesi'ni bitirdim. 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Yüksek İnşaat Mühendisi olarak mezun oldum. 1953-1954 yıllarında İller Bankası Kontrolluk Hizmetlerinde 1 yıl, 1955-1959 yılları arasında serbest Mühendislik proje faaliyetleri, 1959 yılında Askerlik görevi. 1960 yılında İstanbul'da NATO inşaatları kontrolluğu, 1961-1965 yıllarında DSİ Erzincan 82. Şube Baş Mühendisliği görevlerinde bulundum. 1966-1970 arası MÜteahhitlik ve taşeronluk işleri ve 1970'den itibaren de Krom ve Kömür madenleri işletme faaliyetinde bulunmaktayım. Halen Hüryapı Sanayii ve Ticaret Limitet Şirketi'nin kurucusu ve hissedarıyım. Evliyim. İki çocuk babasıyım.
Konu : MARMARA BÖLGESİ İLE ERZİNCAN ŞEHRİNDE VE OVASINDA YERALTINDA DOĞALGAZ PATLAMALARI İLE MEYDANA GELEN ÇOK KORKUNÇ AFETLER VE ERZİNCAN OVASINDA ÇOK ZENGİN DOĞALGAZ YATAĞI VARLIĞI HK. Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında kil tabakaları arasında düdüklü tencerelere benzer ortamlarda doğalgaz ve suya doygun zeminler yan yana ve beraberce bir arada bulunmaktadır. Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamaları ve suya doygun zeminlerde meydana gelen sıvılaşma olayları ile bu zeminler aşağıdan yukarı itilmekte; yüzey arazi deniz gibi dalgalanmakta; binalar ile tesisler burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmakta; Marmara denizinde doğalgaz patlaması ile deniz suyu havaya savrulmakta ve meydana gelen Tsunami yüksek deniz dalgaları ile Marmara denizi kıyılarında birçok yerler sular altında kalmakta ve yeraltında doğalgaz patlamaları ile dünyada benzeri olmayan kıyametler koparcasına korkunç afetleri meydana gelmektedir. Deprem hareketleri başlamadan önce yeraltında doğalgaz patlamaları ve deprem olayları birbirinden farklı ve başka başka olaylar olduğundan ; bu çok korkunç afetlerin depremler ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu afetlerin depremlerden ileri geldiği kabul etmek ile çok büyük yanılgı içerisine düşülmektedir. 1-) 1894 Depreminde faylardan 25-30 Km uzakta. olan İstanbul da Ambarlı’ da meydana gelen sıvılaşma ile zemin yarılarak 3 Km . boyunda derin çatlak açılmış ve 1992 depreminde Erzincan ovasında fay olmayan yerde meydana gelen sıvılaşma ile D.D.Y rayı bükülmüş ve yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olaylarının canavarlar kudretinde olduğu belli olmuştur. 2-) 1999 Marmara depreminde Adapazarı’nda meydana gelen sıvılaşma ile; faylardan daha fazla hasar olmuş ve sıvılaşma olaylarının faylardan ve depremlerden daha çok kötü olduğu anlaşılmıştır. Adapazarı afetine sebep olan sıvılaşma olayı; Adapazarı civarında, Marmara denizinde , Prenses Adalarında, Yalova da ve Gölcük gibi yerlerdeki yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamalarından ileri geldiğinden; Adapazarı’nda meydana gelen bu afetin deprem ile ilgisi yoktur. 3-) Erzincan’da en şiddetli depremlere dayanıklı inşa edilen bütün B.Arme binaların kolonları, kirişleri, döşemeleri ve perde duvarları gibi taşıyıcı aksamları çok ufak sıvılaşmalara dayanamamış ve bu binaların bütün taşıyıcı aksamları çok tehlikeli şekilde çatlamışlardır. Bu çatlak binalar; ileride meydana gelecek çok şiddetli olmayan depremlerde bile; burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmaya ve bu binalarda bulunan insanlar da pestil gibi ezilmeye mahkum bulunmaktadır. Depreme dayanıklı sağlam inşaatlar; DDY rayını bükebilen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olaylarına dayanamadığından; bu konuda gerekli teknik önlemlerin alınması gerekmektedir. 4-) Depremleri önlemek mümkün olmadığı halde; yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetleri; çeşitli teknik önlemler ile önlemek mümkündür. 1509 İstanbul depremi olup bittikten sonra yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamaları günlerce devam etmiş ve yüzey arazinin deniz gibi dalgalanmaları deprem sarsıntıları olarak algılanmıştır. Bu güne kadar yalnız Osmanlı padişahı II. BEYAZIT; 1509 depreminde İstanbul’un çeşitli yerlerine 400 kuyu kazdırmış ve çok az masraf ile İstanbul’u bu deprem sarsıntılarından kurtarmıştır. Bu kuyular ile yeraltı düdüklü tenceresine 400 delik açılmış; bu kuyular denge bacası görevi yapmış ve düdüklü tencerede meydana gelen basınçlar ve sıvılaşmalar bilimsel önlem ile önlenmiştir. Osmanlı padişahı II BEYAZIT başını mezardan kaldırsa; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında 20-30-50-100 m. gibi az derinliklerde geniş çaplı kuyular kazdırarak; bu yerleri çok az masrafla kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerden kolayca kurtaracaktır. 5-) Doğalgaz patlamaları ve sıvılaşma olayları ile suya doygun zeminlerde açılan çatlaklar ve kılcal çatlaklar ile bu zeminler çok mükemmel şekilde esneme özellikleri kazanmakta ve deprem hareketleri zeminlerin çok kısa mesafede esnemesi ile bu deprem hareketleri çok zayıflamaktadır. Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği takdirde; faylarda meydana gelen deprem hareketleri esneyen zeminlere ulaşınca; bu zeminlerin mükemmel şekilde esnemesiyle bu deprem hareketleri 50 m. gibi kısa mesafelerde çok zayıfladığından Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların dışında kalan bütün yerleşim yerlerinde hiçbir deprem hasarı meydana gelmeyecek ve bu yerler deprem bakımından en emniyetli yerler olacak ve bu yerlerde çok katlı ve yüksek inşaatlar yapılabilecektir. 6-) Depremlerde Erzincan ovasında gökte doğalgazın alevle yanması ile; gökyüzü saatlerce ve günlerce kızıl renge bürünmektedir. Deprem geceleri Erzincan ovasında gökte yanan doğalgazın ısısı ile trilyonlarca m3 çok soğuk hava ısınmakta ve ovadaki donmuş karlar erimektedir. Erzincan ovasında her deprem gecesi Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacından daha fazla gökte doğalgaz alev ile yanmakta ve bu ovada çok zengin doğalgaz yatağı varlığı kesin olarak belli olmaktadır. Endonezya ve Malezya da olduğu gibi Erzincan ovasındaki faylar petrol ile dolu bulunmaktadır. Erzincan ovasındaki zengin doğalgaz yatağı ortaya çıkarıldığı takdirde; bu doğalgaz yatağı ile Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacı karşılandıktan sonra; fazla doğalgaz harice ihraç edilecektir. Bu çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan’ın kaderi değişecek; Ülkemiz doğalgaz bakımında dışa bağımlılıktan kurtulacak ve yüz binlerce insana iş imkanı sağlanacaktır. Ekli olarak sunulan raporda belirtildiği gibi; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamaları ve meydana gelen sıvılaşmalar ile kıyametler koparcasına korkunç afetlerin meydana geldiğini; bu korkunç afetlerin depremlerle hiçbir ilgisi olmadığını ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığını; doğa haykırarak bağırmakta ve bu gerçekler açıkça ilan edilmektedir. Japonlar 1995 Kobe deprem afetinin düşey yönlü hareketlerden ileri geldiğini bu depremin ilk günü keşfettikleri halde; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında kıyametler koparırcasına çok korkunç afetlerin yeraltında doğalgaz patlamalarından, sıvılaşma ve düşey hareketlerden ileri geldiği ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konusundaki gerçekler henüz bilinmemektedir. Depremlerde hiçbir hasar meydana gelmediği kabul edilse bile; 1509 İstanbul depreminde olduğu gibi İstanbul’un sahil boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde Tsunami yüksek deniz dalgaları meydana geldiği takdirde; Marmara denizi kıyılarında yüz binlerce can kaybı ve trilyonlarca ABD doları gibi çok büyük mal kayıpları verilecek ve Ülkemiz vefat edercesine felç olacaktır. Masa başında oturarak bu konulardaki gerçekleri öğrenmek ve çare bulmak mümkün değildir. Mahallinde bilimsel araştırmalar yapılarak; görgü tanıklarıyla görüşülerek ve bu konudaki yazılı belgeler incelenerek; bu konulardaki gerçekler anlaşılacak ve bu konulara çareler bulunacaktır. Ekli olarak sunulan RAPOR' da verilen gerçek dışı ve yanlış bilgilere karşı çıkılmalı ; ve yanlış bilgi verenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına korkunç afetlere karşı bilimsel çözüm çareleri bulmak ve bu konulara gerekli teknik önlemler almak ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı varlığını ortaya çıkarmak , Devletimizin, ilgili Kurumlarımızın ve insanlığın kutsal görevidir. Bilgilerinize ve gereğini emirlerinize arz ederim. Ek : 1 Adet RAPOR ve 32 Adet yazılı Belge SAYGILARIMLA, Hüseyin Hüsnü GÜREL Yük. İnş. Müh. (İTÜ- 1953) DAĞITIM (10 Ekim 2008) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Ankara Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ankara Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Ankara Kandilli Deprem Araştırma Başkanlığı Kandilli / İSTANBUL Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı, ANKARA Tübitak Deprem Araştırmaları Merkezi Başkanlığı, Gebze / KOCAELİ Türkiye Petrolleri Genel müdürlüğü, Ankara Afet İşleri Genel müdürlüğü, Ankara Maden Tetkik Arama Genel müdürlüğü, Ankara Erzincan Derneği Vakıf Başkanlığı, Ankara İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanlığı, Erzincanhhgurel@hotmail.com Ahenk Sokak. 10/11 Çankaya / ANKARA
TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) CEVABİ YAZISI; Prof. Dr. Erdin BOZKURT